Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Aralık 2016 Perşembe

''Adı Aşk Olmalı'' Rachel Gibson (Kitap Yorumu)




Kitap Adı: Adı Aşk Olmalı (It Must Be Love)
Yazar: Rachel Gibson
Yayınevi: Nemesis 
Çıkış Tarihi: ABD (7 Mart 2000) - Türkiye (Ekim 2013)
Tür: Tek kitap.



Tanıtım: 

Joe Shanahan, dedektiflik günlerine geri dönebilmek için teşkilatın gözüne girmelidir. O günlerde gerçekleşen büyük bir soygun, ona istediği fırsatı verir. Suçluyu yakalayarak eski günlerine geri dönmeye kararlı olan Joe, baş şüpheli olarak görülen Gabrielle Breedlove'ı takip etmeye başlar. Sonrasında işler karışır. Çünkü Gabrielle takip edildiğini anlamıştır. Joe ise herkesin konuşmaya başladığı bu hırsızlık olayındaki suçluyu bulmaya kararlıdır. Üstelik planı da hazırdır. 

Joe'nun hesaba katmadığı bir tek şey vardır: aşk.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~



''Ying ve yang. Aydınlık ve karanlık. Pozitif ve negatif. İki zıt kavramın bir araya gelerek anlamlı bir bütün oluşturması. Mükemmel denge.''






*Beğendiğim Alternatif Kapaklar* 

 




*Karakter Analizi*

Joseph Shanahan, sorumluluğunu sırtına yüklediği Robby Martin adındaki bir muhbirin kendisine ve değerlerine ihanet ederek çift taraflı oynaması sonucu işleri galeyana getirmesinin ve bunun sonucunda bacağına dokuz milimetrelik kurşun yemesinin üzerinden birkaç sene geçmiştir. Hayatını geri kazanmak için aksatmadan dokuz ay boyunca gittiği fiziksel tedavisi, arabasının bagajında bulunan edevat çantasının içindeki metal sayısı kadar parçanın, kurşunun bir savaş alanına çevirdiği bacağının işlevini tekrardan kazanması için bacağında bulunuyor olması fikrine alışmasını sağlamıştır. Ancak o gece yaşananlar, bacağındaki ağrıyla geleceğini zincirlemekle kalmamış, dedektiflik yaşantısının üzerine kara bir damga vurulmasını sağlamıştır. Uyuşturucu bölümünden alınıp daha alçak rütbeli bir bölüme, kendi deyimiyle sürülmesi, başarısızlık defterinde yeni bir sayfanın açılmasına neden olmuştur. Şimdi ise eski departmanının gözüne girebilmek için ne yapması gerektiğini bilen hırsının en detayıyla plan oluşturmasına izin vermiş; o deftere başlık atılmasını sağlayacak ve yazdığı her kelimeyle hayatını karalaması için yeni bir olanağın önünü açacak bir başarısızlığa izin vermemeye ant içmiştir. 


Bunu yapabilmek için, ceylanı kapmak için bekleyen bir kaplan misali sabretmiş, gündemi ve departmanda dönen olayları hep radarında tutarak, şu zamana kadar gözlemleyen taraf olmuştur. Sonrasında, büyük bir soygunun gündeme oturmasıyla planının başlangıç düdüğünün çalındığını anlamış olan Joseph, bir numaralı şüpheli olarak gördüğü Gabrielle Breedlove'ı, gözleyebileceği kadar yakınında durmaya ayrıca özen göstermiştir; böylelikle planının ilk aşamasını gerçekleştirmek için kazanacağı bilgilerle bir ısınma turu atabilecektir. Saygınlığı maddi geliriyle yarışan Naris Hillard'ın evinden çalınan ve büyük ihtimalle binlerce aileyi doyuracak maddiyata denk gelen tabloyu, bu kadın ve ortağı Kevin Carter'ın el koyduğuna inanıyordur; eğer bunu teşkilatına kanıtlayacak kadar bilgiyi toplayabilirse de planı gerçekleşmiş olacak, eski günlerine geri dönebilecektir. Ancak hayatını geri almak için kusursuz bir şekilde detaylandırılan planının tüm ayarlarını yerinden oynatacak olan kadın hayatına girdiği anda, yabani bir bitkinin özenle büyütülmüş bir çiçeğin dibinde bitmesi misali Gabrielle'in de, planlarını bozacağı noktada durmasına engel olamayacaktır.  






*Yorumum*

''Adı Aşk Olmalı'', yorucu bir okul gününden sonra kafamı dağıtmak için çerezlik kitap okuma isteğim sonucu, kitaplığımda o kısma yöneldiğimde elime geçen bir kitap oldu. Ayrıca yazarı Rachel Gibson'un ondan fazla kitabının bizim dilimize çevrilmiş olmasına ve birkaçının da bende bulunmasına rağmen kalemiyle tanışma fırsatını bulamamıştım; çok sevilen bir yazar oluşunu göz önüne alırsak bir taşta iki kuş vurmuş oldum okumakla. Yanılmıyorsam eğer, yazarın yazdığı üçüncü kitap bu ve ilk olarak 2000 yılında yayınlanmış. En eskilerinden birini seçtiğimi bilmeden okumuştum; ama bu alanda okuduğum günümüz kitaplarından bir farkını görmedim, hatta fazlası bile vardı ki on beş yılın azımsanmayacak kadar büyük bir sayı olmasına rağmen bunu kitapta yakalamış olmak beni sevindiren bir ayrıntı oldu açıkçası. 


İtiraf etmem gerekir ki, kurgu alışılagelmemiş bir kurgu değildi; ama karakterlerin o kurguya kattığı şeyler her gün raflarda gördüğümüz klasikleşmiş bir kitap akımından çok daha fazlası olduğunu kanıtlar haldeydi. Kurgusu ana hatlarıyla ele alındığında, gelişen olayların tahmin edilebilir olduğunu ve kafanızı yoracak ayrıntılarla döşeli olmadığını fark ettim ben ki ihtiyacım olan şey de bu olduğu için beni tatmin etti. Karakterler benim beklediğimden çok daha farklıydı, özellikle Gabrielle, ki daha önce onun gibi bir karakteri okumamış olduğum için güzel ve sevindirici bir farklılık oldu. 


Bir insanın karakter yapısının burçlar tarafından çizildiğine inanan, aura çeşitleri ve enerjilere takık, kendi aromatik yağ karışımlarını yapıp bunları satan, eller ve ayaklar konusunda kendine güveni olmasa da resim yapmayı bir dışavurum olarak gören, yan iş olarak antikacılıkla uğraşan, Joe'nun deyimiyle normalden çok uzak olan bir kız. Bu kadar ekstrem olmasa da, burçlara ve auralara benim de inandığım göz önünde bulunursa, bu konuların yer aldığı diyaloglarda Joe'nun aksine empati kurabildiğim sempatik bir karakter oldu Gabrielle. Joe ise beğendiğim, ancak ona ısınmamı hafiften zorlaştıran bir yapısı olmasıyla alışmakta zorlandığım bir karakterdi. Hatta kitabın sonunda tam diyordum ki alıştım, öyle bir şeyler oluyor ki başladığım noktaya geri savurdu beni. 






Yazarın kalemiyle tanıştığımı söylemiştim ki gerek güldüren, gerek de hüzünlendiren ama bunları içten ve samimi bir şekilde okuyucuya aktaran diliyle sevdiğim yazarlar arasında kendine yer edindi. Ancak bazen bazı kitaplar olur, bir şeyler baya eksik hissettirir ve ne olduğuna bakmak için kitabı okumayı bırakıp kelimelere baktığınızda bile yakalayamazsınız onu; benim için o kitaplardan biri oldu bu kitap maalesef ki. Yazarın kalemine bakıyorum gayet düzgün, ancak onun yansıtabileceği duyguların üstünü örten bir şey vardı ki bunu yapan şeyin de çeviri olduğunu düşünüyorum. Kelimelerin ruhundan soyulup bir araya getirilerek, mekanik bir anlatımın tanımını yapmak için sıraya dizilmesini sağlamış gibi bir çeviri vardı kanımca ve bu yönden de okurken çok rahatsız oldum. Çok fazla redaksiyon hatası vardı ki kitabın akıcılığının önüne aşılamaz bir set çekti bu durum. Hatta bir ara, kitaptan birkaç sayfa okuyup da aradan bir saat geçmiş gibi hissettiğim bir zaman saate baktığımda, sadece yirmi dakika geçmiş olduğunu görerek bir endişeye kapıldım nasıl bitireceğim bunu, diye. Ancak sonrasında ben mi buna alıştım, yoksa bir şeyler mi değişti emin değilim ama sonlara doğru hızlı hızlı okuyarak bitirdim kitabı. 


Salt polisiye romanlarını her zaman okuyamıyorum maalesef ki. Bunun sebebi de onları okumak için kafamın daha rahat olduğu, kitabı takip edecek bir ruh haline bürünebileceğim kadar zihnimde bir alan bırakılmış olmasına gereksinim duyuyorum; ama okuduğum zaman da peş peşe okurum hep. Fakat arasına aşk serpiştirilmiş olduğunda her zaman okuyabiliyorum ve bunda da o vardı. Hatta aşk fazla ağırlıktaydı, polisiye elementi birazcık saf dışı kalmış gibiydi ama kitaba heyecan katan bir unsur olarak kalmıştı. Ayrıca konuyu veya karakterleri yansıtabilecek bir kitap seçmelerini tercih ederdim tabi, niyeyse sinmedi benim içime o kapak. Yukarıda resmini koyduğum kapaklar arasında en baştakini ya da Gabrielle'in ilgi duyduğu alanların yer aldığı bir kapak yapılmış olsaydı daha çok içime sinerdi belki. Bu kapağının da kötü olduğunu söylemiyorum; farklı bir kapak kullanılması belki daha iyi olurdu diye düşünüyorum sadece. 



Kafanızı dağıtacak, ilginizi ayakta tutacak karakterlere sahip çerezlik bir kitap arayışındaysanız eğer, önerebileceğim kitaplar listesinde adı geçen bir kitap olur ''Adı Aşk Olmalı'' Şahsen yazarın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum; ama yazarın ''Chinooks Hokey Takımı'' serisini hala bekletiyorum. Tüm kitaplarının tamamlanmış olmasından sonra, maraton yaparak başlayıp da bitirmek istiyorum; bu yüzden şimdilik seri olmayan kitaplarına yönelirim diye tahmin ediyorum. İyi okumalar dilerim! :) 




PUANIM:3/5!









''BURAYA KADAR OKUDUYSANIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM, BU YAZILARIN HEPSİ KENDİ ŞAHSIMA AİTTİR, ALACAKSINIZ LİNKLE ALIN VE BANA BİLDİRİN LÜTFEN. BİR SONRAKİ KİTAP YORUMUNDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!''


''The photos that I've used in this post are belong to  
http://yourreactiongifs.tumblr.com/ 
giphy.com
.I did not intend to steal or occupy the copyright by any means.''



Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML