Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Kasım 2015 Cumartesi

''Çarpılma'' Colleen Hoover (Kitap Yorumu)




Kitap Adı: Çarpılma (Slammed)
Yazar: Colleen Hoover
Yayınevi: Epsilon
Çıkış Tarihi: ABD (5 Ocak 2012) - Türkiye (Aralık 2014)
Tür: Seri (Slammed, #1)



Tanıtım: 

Aşkı şiir tadında mı yaşamak istersin... yoksa kalbinin derinliklerine işleyen bir acıyla mı?

On sekiz yaşındaki Layken babasının ölümünün ardından hem annesine hem de küçük kardeşine destek olur. Her ne kadar yaşadığı acının üstesinden gelmiş gibi görünse de genç kız içten içe tüm umudunu kaybetmektedir. Bu sırada varlığıyla nefesini kesen yirmi bir yaşındaki, yakışıklı komşusu Will karşısına çıkar. Will'in şair atışmalarına olan tutkusu Layken'ı kendisine hayran bırakır. 

İlk buluşmaları muhteşemdir. Birbirleri için özel olduklarını hissedip birçok ortak yanları olduğunu fark ederler. İkili birbirlerine artık sırılsıklam aşıktır. Ancak şaşırtıcı gerçekle ilişkileri çok geçmeden bambaşka bir hal alır. Bir araya gelmelerine ve aynı zamanda ayrılmalarına neden olan duyguları arasında bir denge kurmaya çalışırken, günlük etkileşimleri bile onlara acı vermeye başlayacaktır. Kalplerinde gizledikleri gerçeği ve aşkın pişmanlıkla sonlanmadan doyasıya yaşandığı bir geleceği hayal edip ifade edebilecekleri tek yer ise şiirlerdir. 



✎  ♬ ✎  ♬ ✎  

''Keşke hazırlıklı olsalardı, kaçınılmazı kabul edip planlarını yapsalardı, söz konusu olanın sadece kendi hayatları olmadığını anlasalardı. ...Ölüm. Hayatta kaçınılmaz olan tek şey.''

✎  ♬ ✎  ♬ ✎  



*Beğendiğim Alternatif Kitap Kapakları*




*Karakterler*

On sekiz yaşındaki Layken Cohen'in babası ani bir kalp krizi sonucu altı ay önce hayatını kaybetmiştir ve böylelikle arkasında Layken'ı, onun annesini ve erkek kardeşi Kel'i, kaldıkları evin masraflarını karşılayamayacakları bir durumla yüz yüze bırakmıştır. Hayatı boyunca yüzdüğü bilindik sulardan açılma zamanı gelip de birkaç dönüm arazi boyunca uzanan çiftlik evlerinin yer aldığı Teksas'tan çıkıp, betonun mimari alan boyunca cömertçe kullanıldığı Ypsilanti, Michigan'a, bu durum yüzünden taşınmak durumunda kalmışlardır. Bütün yerler arasında bu kadar uzak bir yere gelmelerinin sebebi de, annesinin Teksas sınırları içerisinde alabileceği maaşın iki çocuğu büyütmek için yeterli olmaması gerçeği; böylelikle en yakın arkadaşının minnet duyulacak iş teklifini kabul ettiğinde bu uzak yere taşınmayı da göze almış oluyorlar. Acının elleri tarafından normallikten soyulmuş olan hayatlarını yaşama geri döndürmek için geldikleri bu noktanın yabancılığıyla ortaya çıkan bir telaş hissi, bilinmez sularda yüzmek durumunda kalan Laylen'ın iki bileğine taş bağlayıp umutsuzluğu içinde boğmayla tehdit etse de; bununla savaşmasına yetecek motiveyi hala hayatta olup anılarını paylaşabileceği annesi ve kardeşine duyduğu sevginin içinde bulabilmeyi başarıyordu. 

Layken babasıyla beraber beğendikleri konuların ortak baloncuğunda yer alacak kadar birbirlerine benzeseler bile ve baloncukta gerçekleşen büyünün hep devam edeceğini düşünse de, hayatın acımasız tarafı o balonu patlatıp babasını da yanında götürerek, Layken'ı, çocuktan sorumluluk alacak bir genç kıza dönüştürecek kadar sert bir düşüş yaşamasına sebep oluyor. Bu acı düşüş ile hayata toz pembe bakan yanı hasar alan Layken, onu yakalayıp parçalamaya hazır şekilde peşinden gelen gerçeklerden oluşan canavardan kaçmak için ayağa kalmak durumunda kalmasıyla, babasını anımsatan yanlarını kalbinde taşır halde bu kovalamacanın bir sona varmasını umut ederek yarışa katılmak durumunda kalıyor. Fakat Pollyanna rolünü oynamaktan çekinmeyen yani bile farkındaydı ki kaderi aldatamazdı ve babasının güvenli kollarının etrafından çekilip alınması, bu koşuşturmada onun kazanan taraf olmayacağını kesinleştirmişti. Ancak bu koşuşturma sırasında taşındıkları yerde evi olarak benimseyecek kadar seveceğini umduğu yerin tam karşısında oturan bir yabancının kolları, babasından bildiği samimi bir anlayış ve hoşgörü hissini yeniden uyandırınca, bunun kaynağına yaklaşmaktan kendini alıkoyamıyor, hayatının yeniden bir yola gireceğine inanmasını sağlıyordu. Fakat onları ayırmakla tehdit eden sırların ve koşulların varlığından bihaber halde bu işe adım attığında, Will ile içinden çıkılması mümkün olmayan bir labirentte sıkışmış halde kendilerini bulacaktır.


''Size yumruk atan ölüm değil, yaşam, Layken. Hayat bu. Hep böyle oldu. Kötü şeyler olur. Oldukça sık olur hem de. Bu tür şeyler birçok insanın başına geliyor.''



*Ön Söz*

Colleen Hoover'ın kitap yorumlarını yapmayı kitaba ve yazara bir saygı belirtisi olarak gördüğümden  sırtladığım bu görevi elimden geldiği kadar yerine getirmek için uğraşıyorum; bu birkaç saat fazla iş yapmak ve böylelikle bir zaman boşluğu yaratmak anlamına gelse bile. İkinci kitabı devam kitabı olsa da Will'in gözünden işlendiğinden, Will'in karakter analizini o kitabın yorumuna bıraktım. Uzun olacağını düşündüğüm bir yorum olduğundan hemen başlayalım istiyorum. :)



*Yorumum*

O kadar çok düşünce var ki beynimde, hepsi ateşe yakınlaşmış fareler gibi beynimden kurtulmaya meraklı halde bir noktadan diğerine koşturup duruyorlar; nereden başlasam bilemedim bu yüzden. En iyisi kitap karakterlerinden başlayayım yorumuma, ardından not aldığım diğer şeylere geçiş yaparak söylemek istediğim her şeyi dile getirmeyi bitirmiş halde rahat bir nefes alırım. Colleen'in kaleminin değdiği ve okuduğum dördüncü kitap oldu Çarpılma. Şu zamana kadar da Colleen'in bir kitabı nasıl işlediğini, bunu yaparken izlediği tekniği ve duyguları okuyucunun düşüncelerine bir sarmaşık gibi sarmayı nasıl sağladığını anlamaya yetecek kadar çok kitabı ile yüzleştiğimi düşünüyorum. Bu yüzleşmeden öğrendiğim ve bizzat deneyimlediğim birçok durum var ve hepsinden ufak ufak bahsetmeyi düşünüyorum; ancak bunların öznel yorumlar olduğunun bilinciyle okuyun bu yorumu, zira bana katılmayan insanların meşalelerini bana döndürüp cehennemin yedi kat dibine gömmeye hazır halde üstüme yürümesini istemem. O kadar fevri bir yorum yapacağımı da düşünmüyorum zaten; sadece minik bir not düşmek istedim.  

Colleen Hoover'ın kız karakterlerine alışmam ve sevmem biraz zamanımı alıyor benim. Kitaba başlarken ön yargılı olmuyorum bu konuda ancak her nasıl oluyorsa, okuduğum ve erkek bakış açısı tarafından yazılmamış her kitabında, bumerang gibi geri dönüyor beynime bu düşünce. Yazarın diğer bir kitabı olan Umutsuz'da yer alan kız karakter Sky gibi bazen dozu kaçan bir asilik, dik başlılık, sert mizaçlı bir kimlik çizilmişti Layken için de; ancak okumaya alışkın olduğumdan hayal kırıklığımı eşeleyen sebeplerden biri olmadı bu durum. Hepsini başlatan, Will ile tanıştıkları anda ''Yabancı benden birkaç yaş büyük görünüyordu. Ayrıca oldukça uzun boyluydu. Birçok kız onu ''çekici'' olarak tanımlardı, ama ben birçok kız gibi değilim.'' demesi. Kitabın içine dalıp karakterlerle konuşma gibi bir şansım olsaydı eğer onu bu an için kullanır, ardından da Layken'a bunu söylemedeki amacı sorardım. Bilmiyorum, gülünç geliyor artık ''ben birçok kız gibi değilim'' kalıbının kullanılması. Bu cümleden sonra hayal kırıklığı zilleri beynimin içinde harekete geçince kötü bir enerji ile okumaya başladım, kitapla aramızdaki bağı da etkiledi bu kötü enerji tabi. Ancak Sky gibi çok sonra olmasa da, kitabın ortalarına doğru karakter iyi toparladı ve bunu da birçok kişinin panik ve aşırı duygusal şekilde tepki verebileceği durumlarda olgunluğunu konuşturmasıyla başardı. Bu yüzden de baş ağrısı yaratan ziller memnuniyetle susturulmuş oldu. 


Layken ile Will arasında kitabın ilk yetmiş sayfasına kadar falan bir durum mevcuttu; o da güzel, eski, yıldırım aşkı. Layken ile Will'in arasında tanıştıkları andan itibaren belirgin bir çekim oluşuyordu ki anlarım bunu, birkaç saat sonra bir randevuya çıkmalarını pek benimsemesem de geçerli bir not verecek kadar toleransı hak etti; ancak bir randevu sonrasında ve sadece birkaç saattir birbirlerini tanımalarına rağmen öyle bir duruma geldikler ki, bir an erkenden gelen ilan-ı aşk sinyalleri alınca şüpheyle yaklaşmaya başladım. Fakat balayı saatlerini sonlandıracak, konuda dönülen keskin bir viraj ile bu durum yeniden şekillendi ve abartının istenmeyen süsleri ilişkilerinin üstünden alınarak iç rahatlatan normal bir durum haline getirtildi. 



''Hayattayken ölüm hakkında konuşmaktan kaçınmak bu kadar kolay olmasaydı, belki onlar öldükten sonra bu kadar zorluk çekmezdim.''


Bunlardan sonra içiniz kararmamıştır umarım; buna karşın da kitap hakkında çok beğendiğim ve herhangi minik bir durum yüzünden berbat olmaması adına bir sandığa saklayıp tüm tehlikelerden korumak istediğim birkaç unsurdan bahsetmek istiyorum kitaptaki. 
  • Şiir. Daha doğrusu, kitapta geçen ve kitaba orijinal adını veren şiir türü: Slam Poetry. Bu alan, herhangi bir türe bağlı kalmaksızın kişisel ya da grup halinde, daha önce yazılmış veya spesifik bir durum için yazılmış bir şiirin, sahne sanatlarını kullanarak izleyiciye aktarılması sanatına deniyor. İnsan sayısına göre değişen üç-beş arasındaki jüri üyeleri, sıfırdan ona kadar sınırlı bir puanlama sistemi ile; performansı sunan kişinin yüz mimiklerine, beden hareketlerine, ses tonunun ayarına, ritim uyumuna göre değerlendiriliyor. Burada ki önemli olan mesele, değerlendirildiğiniz bu durumları kullanarak içinizdeki hisleri izleyiciye yansıtacağınız bir ayna haline nasıl getirdiğiniz ve bunu ne kadar iyi yaptığınız. Şiirin anlam ve önemi benim için çok büyüktür, kelimelerin yeterliliğinin bu durumu anlatmadaki başarısını sorgulayacağım kadar önemlidir benim için, bu yüzden en basit kıvamına getirip söylüyorum ki, bir başkadır sadece.

  • İtiraf ediyorum ki şiirin okuyucuya performans olarak sunulduğu konusunda bihaber değildim; ancak daha önce ilgimi kıskacı altına alacak bir konu olmadığından, araştırmak ve bu konudaki bilgi dağarcığımı geliştirmeye yönelik bir adım atmadım. Fakat kitapta, bu hareketimden dolayı pişmanlık duyacağım kadar güzel şiirlere rastlayınca ve onları kafanızda sahnelemek bile başlı başına bir eğlence olduğundan, kitabı bitirdikten sonraki birkaç gün boyunca bu türe ait videoları izlerken buldum kendimi. Sırf bu ince ve daha önce işlendiğini görmediğim güzel ayrıntı bile bu kitabın, Colleen'in diğer kitapları arasında benim tarafımdan özel bir muamele görmesine sebep oldu. Diğer kitapları hakkındaki karşılaştırmayı büyük ihtimalle çevrilen dördüncü kitabı ''Çirkin Aşk'' tan sonra yapacağım; eğer filminden hemen önce yorumunu yapmak gibi bir düşünceye geçer oy kullanmazsa üşengeçliğim tabi. Bu arada eğer kitabı okumadıysanız ve imkanınız da varsa gidip orijinal dilinden okumanızı tavsiye ederim. Çeviride iyi iş çıkarılmış olsa da orijinal dilinden okumak, kafiyeler ve anlam açısından bir artı sağlar size. Ben kitabı ilk okuduğumda çeviriden okudum, ikinci kez okuduğumda ise orijinalden; deneyimden edindiğim bir düşünceydi bu yüzden. Eğer bir merak açlığı oluşmuşsa Slam Poetry hakkında bu yorumumdan sonra, onu doyurabilecek ve bu konuda örnek teşkil eden birkaç video önerisine sahibim: 
  1. Sabrina Benaim -Explaining My Depression To My Mother  
  2. Doc Luben -14 Lines From Love Letters or Suicide Notes
  3. Denice Frohman -Dear Straight People
  4. Neil Hilborn -OCD
  5. Jesse Parent -To the Boys Who May One Day Date My Daughter 




''Hayat biliyor. Hayat sevdiğim kıza, sırılsıklam aşık olduğum kıza onun birinci sırada olduğunu bana söylemeye çalışıyor. Onu ilk sıraya koyuyorum.''



  • Müzik. Bu kitabı ilk kez okurken, müziğin kitap üzerinde uyguladığı o büyülü dokunuşu fark edemeyecek kadar olaylarla ve karakterlerle meşgul olduğumdan; hak ettiği ilgiyi göstermediğimi düşünüyordum. Fakat yorumunu yapmak için kitabı tekrardan okuduğumda, her bölüm başlamadan The Avett Brothers grubunun, bölümün ana fikri veya olaylarla bağdaşabilecek herhangi bir şarkısından kesim paylaşıldığını hatırladım ve bende bölüm için ayrılmış parçayı dinleyerek kitabı okumaya karar verdim. Bir farklılık yaratıp yaratmayacağını anlamak içindi ilk sebebim, ikincisi ise olayların nasıl gelişeceğini bildiğimden farkındalık bıçağı ile sıvanan olayların zihnimde bir meşguliyete yol açmayacağından emin olmam; böylelikle konsantrasyonumun çoğunu müziğe de aktarabilecektim. Colleen'in bu grup hakkındaki muazzam yorumlarını ve neden kitabı onlara ithaf ettiğini anlayabilecek kadar empati yapabildim çünkü bende fan gruplarının bir üyesi olduğum gerçeğini duyuruyorum büyük bir gururla. Çok beğendiğim bir müziğe denk geldiğimde bitmesin de başka bir şarkısına geçmeyeyim, diye bölümü tekrardan okuduğum çok an yaşandı ki genellikle, böyle anlara sahip olamayacak kadar olayların içerisine gömüldüğümden müzik dinlemem kitap okurken; burada kendimi durduramadım. Kitabı okurken müziklerini dinlemenizi elbette isterim, ancak yoğunlaşıp dikkatinizi kaçırmasını istemediğimden önermiyorum; ama yapmak isterseniz de elbette durdurmam sizi. Slam Poetry'de olduğu gibi burada da önermek istediğim birkaç müzik var. Her albümüne bakacak zamanı bulamasam da, istatiksel olarak konuşursak, beğendiğim en fazla şarkının bulunduğu ''Emotionalism'' albümleri favorim. 

  • The Avett Brothers -I Would Be Sad (But I can tell by watching you that/There's no chance of pushing through/The odds are against us/You know most young love it ends like this.)

  • The Avett Brothers -Paranoia in B flat Major (I keep tellin' myself that it'll be fine/You can't make everyone happy all of the time.) - (With paranoia on my heels; will you love me still/When we awake and you find that/Sanity has gone from my eyes?) 

  • The Avett Brothers -Die Die Die (She puts her hands against/The life she had/Living with ignorance/Blissful and sad/But nobody knows what lies behind/The days before the day we die.)




''Her kadının bir erkeğe bağlanmadan önce kendisine sorması gereken üç soru vardır. Bu üç sorudan herhangi birisine hayır cevabı veriyorsan, arkana bakmadan kaçmalısın. ...Sana her zaman saygılı mı davranıyor? İlk soru bu. İkinci soru, yirmi sene sonra da aynı kişi olsa, yine onunla evlenir misin? Ve son olarak, daha iyi bir insan olman için sana ilham veriyor mu? Bu üç soruya evet cevabını verebileceğin birini bulursan, iyi bir adam bulmuşsun demektir.''



Konu alışılmadık olmasa bile, onu yorumlayan kalemin kurguya hüzünlü ve melankolik bir yan eklemesi, konuyla benzer ya da aynı olan kitaplar kulvarının arasından bu kitabın farklılığının yansıtmasına sebep olacak bir ışık kazandırmıştı. Colleen Hoover, elinden ne çıksa okurum dediğim yazarlardan biridir zaten ve yayınlanmış diğer kitaplarını da göz atmayı dört gözle bekliyorum. Sandığımdan çok daha uzun bir yorum oldu, ancak son bir söz söyleyerek kapatmak istiyorum bu yorumu da: Farklı bir YA romanı okumak isteyenlere tavsiye ediyorum, zira kendi adıma konuşmak gerekirse hafızamda yerini sağlamlaştıran nadir kitaplardan biri oldu bu kitap. İyi okumalar! :)

Puanım:4/5!





''BURAYA KADAR OKUDUYSANIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM, BU YAZILARIN HEPSİ KENDİ ŞAHSIMA AİTTİR, ALACAKSINIZ LİNKLE ALIN LÜTFEN VE BANA BİLDİRMEYİ UNUTMAYIN. BİR SONRAKİ KİTAP YORUMUNDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!''


''The photos that I've used in this post are belong to  
http://yourreactiongifs.tumblr.com/
 http://mavieen16-9.tumblr.com/
http://thechildoflightanddarkness.tumblr.com/
http://izzybear23.tumblr.com/
http://gifs-for-the-masses.tumblr.com/

.I did not intend to steal or occupy the copyright by any means.''



Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

2 yorum:

  1. O kadar güzel anlatmışsın ki! Eğer kitabı daha önceden okumamış olsaydım bu yorumunla gider hemen alırdım. Epsilon'un bu seriye hala devam etmemiş olması çok üzüyor beni. Colleen en sevdiğim yazar zaten, ne yazsa okurum dediğim birisi. Bu gidişle tüm kitaplarını ingilizce olarak alacağım. Zaten telefonumda e-book olarak var. Yorumunu okuduktan sonra sanırım Çarpılma'yı ingilizce olarak tekrar okuyacağım *-*

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim güzel yorumun için! ^^

    Colleen benim de favori yazarlarımdan biridir; gözüm kapalı alabilirim her kitabını.

    Epsilon'u bu konuda sıkıştırmak isteyen deli bir yanım var ama ne kadar etkili olabilir o kısım muamma. Hiç etkisi olmaz belki de. Ancak bende bir an önce okumak istiyorum sonraki kitabını.

    Orijinal diliyle okunmasını önermemin sebebi, kitapta yer alan şiirlerin kafiyesi ve anlamı içindi. Okuduktan sonra senin için bir farklılığı oldu mu bilmek isterim *-*

    YanıtlaSil

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML