Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Eylül 2015 Pazartesi

''Kördüğüm'' Calia Read (Kitap Yorumu)



Kitap Adı: Kördüğüm (Unravel)
Yazar: Calia Read
Yayınevi: Yabancı 
Baskı Tarihi: ABD (18 Şubat 2014) - Türkiye (Ocak 2015)
Tür: Tek kitap. 
Goodreads Puanı: 4.08/5



Tanıtım:

Bir ay önce, akıl hastanesine yatırıldım. Dün, Lachlan ziyaretime geldi. Beni öptü ve aklımı kaçırmaya başladığımı söyledi. Saatler sonra Max düşüncelerimi işgal etti; deli olmadığımı ve bana ihtiyacı olduğunu hatırlattı. Birkaç dakika önce geçmişimi aydınlatmaya çalışarak gerçeklikten daha da uzaklaştım… Şimdi, herkes benim aklımı kaçırdığımı düşünüyor ama ben onun gerçek olduğunu ve ne gördüğümü biliyorum… Bana inanıyor musun?

☜♥☞☜♥☞☜♥☞

''İyi dinle. Her kelimesine dikkat et. Ama en önemlisi, lütfen bana inan.''

☜♥☞☜♥☞☜♥☞




*Karakter Analizi*


Naomi'nin kendi zihnine olan kontrolü, altı ay önce yaşadığı olaylar sonucu bilinci ile takas edilerek şeytanlarının inisiyatifine bırakılmış; bu durum, zihni acılarının görsel bir tasvirini çizmeye başladığı zamanlarda gördüklerine engel olamayacak hale gelmesine neden olmuştur. Belirsizliğin katıksız ifadesi soluksuzca mantığını eşelerken, gerçek olduğunu bildiği bir bilgi parçası bulmak amacıyla anılarını ortalığa saçmak durumunda kalıyordu. Fakat Fairfax Ruh Sağlığı Ensitütüsü'nde vaktini harcadığı her dakika, onun bardağın boş tarafına bakma gafletine düşmesine neden olurken; acının inancını yakan ateşinin, bardağın dolu tarafını da buharlaştırmasından korkuyordur. İşlerin bundan daha kötüye gidemeyeceği gibi bir düşüncenin zihninin kıyılarında kulaç atmasının sebebi ise otuz gündür orada bulunmasıdır ve neden hala orada olduğuna dair en ufak bir fikri yoktur. Buradan çıkacağına dair umudu, stabil odalarda geçen her dakika ile ruhundan silkeleniyor, yerine umutsuzluk kırıntılarının dolmasına sebep oluyordur. 


Arada bir yüzüne kondurduğu anlayışlı ifadeyle öfke krizlerinin sakinleşmesini sağlayan hemşiresi, onun yanında olduğunu belirten tek ruhtu. Zira Naomi'nin gerçek ile hayali birbirine ayıramadığı gecelerde, bunu  yapma görevini kendi sırtına üstlenen ilaçlarını teslim eden kişiydi aynı zamanda ve her ne kadar dediklerine şüpheli bir şekilde yaklaşsa da; ağzından çıkanlarla ilgileniyor gibi görünen tek insandı. Konuştuğu psikiyatriste, neler olduğunun ufak bir yansımasını gösterecek kadar aynayı anılarına tutsa da; adamın yüzünde, maskeden ziyade kalıcı olarak yüzüne damgalanmış gibi duran umursamazlık ifadesi, bundan daha fazlasını yapmasını engelliyordu. Ne derse desin ona inanmayacağını ve dediklerini psikolojik bir terime sığdırmak için bir süzgeçten geçirip, ihtiyacı kadarını aldıktan sonra kapta geriye kalan kelimeler ve taşıdığı anlamların hepsini en yakın fırsatta çöpe boşaltacağını biliyordu. Bu yüzden psikiyatristinin değişmesi ile bir nebze rahatlamış; ama yeni bir insana güvenmek hakkında şüphe filizi veren yanının büyüyerek bedenini sarmalamasına izin vermemek için mesafesini koruyacağına dair kendine söz vermiştir. Ancak mantık ipinin ucunu kıt kanaat tutan elini avuçları arasına alarak dipsiz bir anı kuyusuna düşmesini sağlayacak insanla tanıştığında, bu söz karanlığın yuttuğu bir lokma haline gelecek; kuyunun boyunduruğundan çıkmak için zihninin kontrolünü eline alması gereken bir durumda bırakılacaktır.



''Belki, sadece belki, yeterince ışıkta kalırsa hayatındaki tüm karanlığın boğulup gideceğini düşündüğünü hayal edebiliyorum.''






*Ön Söz* 

Normalde bu tür kitapların, neler olduğunu ve neyin içinde olduğumuzu bilmediğimiz için şaşkınlığımızı kullanarak düşüncelerimize virüs gibi yayılan kitaplar, yorumunu yaparken bir doz daha fazla tedbir ile seçerim kelimeleri. Çünkü bir gizem mevcuttur bunlarda ve onun çözülmesini sağlayacak en önemli, aynı zamanda da eksik parçası kimi zaman tahmin ettiğiniz kimi zaman da sizi tamamıyla hazırlıksız yakalayan bir durum olur. Sırf büyünün gerçekleşmesini görmek için o eksik parçayı yakalayıp, resmin eksik olduğu yere koymak istediğiniz için soluksuz okursunuz. Bu yüzden bir şey ele verilir de okuma hevesim söner diye o tarzda olduğunu bildiğim kitapları okumadan önce, hiçbirinin yorumuna bakmam. Soracak olursanız niye sende yorumunu yapıyorsun o zaman diye; borçlu hissettim bunu kitaba. Beni hazırlıksız yakalayan kitaplar nadir olur; bu yüzden denk geldiğimde iki hafta aralıksız konuşurum, gündelik hayatımdaki spot ışığının ufak zamanlı kullanıcısı olur. Hiçbir spoiler vermeden yazılacak bu yorum, temenni ediyorum sizlere. Zaten bunu yaparken de konuşabileceğim alanlar kısıtlı, bu yüzden fazla uzun sürecek bir yorum olmayacak. Daha fazla uzatmadan başlayalım bakalım. :)



*Yorumum*

Kitap hakkında değinmek istediğim bir konu var ki, sırf bu yüzden bitirdikten hemen sonra ilk sayfayı açıp yeniden okumaya başladım kitabı, neler olduğunu öğrenmeme rağmen: o da ne kadar güzel yazılmış olmasıydı. Bundan kastım kurgu ya da karakterler değil; kelimelerle hakimiymiş gibi oynanıp, benzetmeler ya da mecazi kalıplarla hikayenin ve karakterlerin desteklenmesi benim her zaman minnettar olacağım bir konu. Yeni çıkan kitaplarda, kurgu güzel olduğu sürece, bu özelliğin ikinci sıraya düşmesine itiraz etmeye hazır sesin ağzına fermuar çekiyoruz ve bu yüzden böyle bir duruma rastladığımızda şaşıracak kıvama geldik artık yazımıyla parlayan kitapların. Her ne kadar basit yazılmış; ama kurgusunun farklılığından dolayı beğenimi kazanan kitaplar bazı favori kitaplarımı oluşturmasına izin versem de, yazım konusunun öncelik verilmesi gereken bir mesele olduğunu biliyorum. Bazen, türünün içinde olağan dışı bir kurguya sahip olmayan bir kitabın, okuduğunuzda nefesinizi kesen bir dokunuşun sebebi olan anlatımı var ise, o kitap anında favori kitaplarımı bir sıra aşağı indirebiliyor mesela. 

Kitapta geçen kurguya benzer olan bir kurgunun daha önce bir başka kitapta işlendiğini gördüm; ancak ismini hatırlayamıyorum şu an. Peki o zaman üzerime kurşun yemişim gibi beni sarsan o son kelimelerin tetiği çekişini nasıl göremedim ben? Şöyle ki, genellikle bu kitapları okurken, arka fonda düşüncelerimin sesini bastıracak kadar yüksek sesli bir müzik olur. Genellikle sözsüz bir müzik olur ki, müziğin sözleri ile okuduğum sözler birbirine girerek kafamı karıştırmasın okurken. Bunu da yapıyorum, çünkü elde edilen her yeni bilgiyle kafamda beliren yeni bir tahminden hem korkarım hem de rahatsız olurum; karşı koyamadığım düşüncelerimin doğru çıkması ihtimaliyle heyecanımı bozmasını istemem. Bu size de oluyor mu? Umarım yalnız değilimdir. 


Kitaba okuyacak olanlara bir tavsiyem var, kitabın başlarını biraz durağan bulup da, hiç ilerlemeyecek kadar yerinde sayan bir kitap olduğuna dair herhangi bir fikre kapılırsanız; kitabı okumayı bırakmayın. Normalde bu düşünceye aldanıp kitabı bırakmasaydım bir sene önce okumuş olacaktım bu kitabı; gerçi o zaman okusam da pek fazla bir şey değişmezdi belki; ama yinede bırakmayın derim. Kimi zaman bu akışın yavaşlayacağı olaylar okuyacaksınız, kimi zaman neler olduğunu anlamayacaksınız ve aklınız karışacak bu yüzden. Bundan çok uzun olmayan bir süre önce bir kitap okumuştum; kitapta bir adam, karmaşık gözüken ve onun için hiçbir anlam yaratmayan bir resme bakıyor; ama etrafındaki insanların, bu tabloya, hayatı boyunca gördükleri en anlamlı tabloymuş gibi bakmalarına anlam veremiyor bir türlü. Ancak garip bir şekilde, insanlar bu tabloya kafalarını eğerek aşağıdan yukarıya bakıyorlar. Yanında bulunan ve tablodan etkilenmiş gibi gözüken bir kadına bütün bunların nedenini soruyor, kadın da tabloyu tersten çevirip, adamın beyninde karmaşık olarak paketlenen tüm resmin çözülüp, bir anlam yaratmasını sağlıyor. Kitap genel olarak bu tabloydu arkadaşlar; sonu da, bu tabloyu çevirip bir anlam yaratmasını sağlayan dokunuş. Bu yüzden sabredin diyorum ben.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       


''Ama unutma ki en temiz ruhların içinde bile bir parça karanlık vardır. Fark etmek zor olabilir. Belki de bunu dünyadan saklama sanatında mükemmelleşmişlerdir. Ya da belki zihinlerinin kuytu bir köşesinde saklıdır. Ama vardır. Dünyada yaralanmamış hiç kimse yoktur.''





Kitap hakkında eksik bulduğum bir alan vardı gerçi ki kitabı okurken fark etmediğim, analizini yapmaya başlarken yakaladığım bir şeydi bu. O sonunu öğrenmek için sayfaları devirmek yerine, oraya gelene kadar, sonunda bir bit yeniği oluşunu bize unutturacak olaylar da okusaydım keşke kitapta. Çünkü, bir ara öyle bir duruma geldim ki sayfaları saymaya başladım ve hızlı hızlı geçmek istedim, merak etmeyin olmadı öyle bir şey, çünkü genel olarak o sona gelene kadar neler olacağını tahmin ediyorsunuz ve tahminlerinizin doğrulanışını okumak heyecan verici bir durum yaratmıyor. Birde kitabı tekrardan okurken bir şey daha fark ettim ki, sonunu tahmin ettirecek birkaç ipucu satırlar arasına gizlenmiş; dikkatli zihinlerin fark edebileceği köşede saklanıyor. Ben, düşüncelerimin odak noktasını, dinlediğim müzik ile değişmesini sağladığımdan, fark etmemişim ilk kez okurken kitabı, iyi ki de etmemişim, ama bunların varlığı mevcut kitapta. Eğer tahminlerinize güveniyorsanız, bu kitabı okurken arka planda bir müziğe ihtiyaç duyabilirsiniz belki; böylelikle yardımcı olabilir bir bakıma sizlere. Zira kitap bittikten sonra, yorumları okumak için Goodreads'e girdiğimde, çoğunluk olayları kavramış bile son aşamaya gelene kadar; ama benim gibi sonradan öğrenen birkaç kişi de yok değildi. 


Bu aralar, okumak istediğim kitaplar arasından daha derin konuların işlendiği kitapları üst üste okuduğumdan, bir araya ihtiyacım olduğunu biliyordum; ama bu kitabı okuduktan sonra zihnimin ihtiyaç duyduğu molaya kavuşmasına izin verecektim. O süreyi iki katına çıkardım bu kitaptan sonra. En azından bir hafta kadar ''çerezlik kitap'' diyeceğimiz alanda vakit geçirmeye karar verdim. O kadar sarsıcı değildi bu kitap; ama üst üste gelmeleri iyi bir zamanlama teşkil etmedi sadece. Ancak 2015'te okuduğum en iyi kitaplar da üst üste geldiler bununla beraber, bu yüzden alınmaya değer bir risk olduğunu düşünüyorum bu kitapları; beğenerek okuyorum da. Eline yüzüne bulaştırmaya en büyük aday oluyor bu kitaplar çünkü insan psikolojisini, insandan daha ayrı bir şey olarak kabul edip bu yargıya göre inceleyen türden kitaplar ve farklı düşüncelerle eleştirilmeye çok yatkın. Hataları yok değildi; ama korktuğum gibi bir durum yaşatmadı bana, öneriyorum bu kitabı okumanızı bu yüzden. İyi okumalar şimdiden! :)



PUANIM:4/5!


''Neden burada olduğunu biliyor musun? ...Dağıldığın için buradasın.''




☜♥☞☜♥☞☜♥☞



''BURAYA KADAR OKUDUYSANIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM, BU YAZILARIN HEPSİ KENDİ ŞAHSIMA AİTTİR, ALACAKSINIZ LİNKLE ALIN VE BANA BİLDİRİN LÜTFEN. BİR SONRAKİ KİTAP YORUMUNDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!''


''The photos that I've used in this post are belong to  http://yourreactiongifs.tumblr.com/ 
.I did not intend to steal or occupy the copyright by any means.''



Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML